Avrupa ülkeleri Türk STK’larına yönelik farklı tavır almaya devam ediyor.

Fransa’nın ardından Hollanda da bir karara imza attı. Hollanda parlamentosu Ülkü Ocakları’nın araştırılıp kapatılmasına yönelik kararı onayladı. Karara ülkede yaşayan Türkler büyük tepki gösterdi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Libya ve Azerbaycan’da sergilediği duruşu kabullenemeyen Avrupa ülkeleri bölgede yaşayan Türkler hakkında skandal kararlar almaya devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Fransa, Milliyetçi Hareket Partisi Gençlik Kolları olan Ülkü Ocakları’nı kapatacaklarını duyurmuştu.

Benzer bir karar bu kez Hollanda’dan geldi. Hollanda’da herhangi bir şikayet yada davaya konu olmamasına rağmen Ülkü Ocakları’nın kapatılması için harekete geçildi.

Hollanda Meclisi’ne verilen önergede ”Bu aşırı sağcı organizenin, ülkede değişik toplumları karşı karşıya getirdiği ve halk arasında gerilime sebep verdiğinden dolayı diğer Avrupa ülkelerinin bu konuda uygulamalarının araştırılması gerekmektedir. Hollanda’da bu örgütü yasaklamanın yolları araştırılmalıdır” şeklinde ifadeler kullanıldı.

Hollanda Parlamentosu’nda önergeye yönelik oylama gerçekleşti.

Önerge, 147 evet, 3 vekilin hayır oyuyla kabul edildi. Hayır oyunu DENK Partili 3 vekil verdi.

Hollanda’da yaşayan Türkler karara büyük tepki gösterdiler.

Konuyla alakalı Denk Partisi milletvekili Tunahan Kuzu şu açıklamalarda bulundu: “PKK gibi terör örgütüne müsamahakar davranan birçok siyasi parti, bu önerge ile ne amaçladıkları akıl alacak gibi değil. Bu tasarı hukuk devletinin önemli bir prensibi olan özgür dernekçiliğe aykırıdır. Bir derneğin yasaklanıp yasaklanmaması meclisin sorumluluğu değil bağımsız hâkimlerin sorumluluğudur. Ayrıca PKK gibi terör örgütüne müsamahakâr davranan birçok siyasi parti, bu önerge ile ne amaçladıkları akıl alacak gibi değil. Birçok siyasi partinin standart olarak uyguladığı çifte standart tekrar gün yüzüne çıkmış oldu.”

 

Hollanda Hükûmeti, yurt dışından gelen yolcular için korona testini zorunlu kılmak istiyor

Sağlık Bakanı Hugo de Jonge,  Parlamento Ya yazdığı mektupta,  Hükûmet, korona  riski fazla olan bir bölgeden Hollanda’ya gelen yolcuları korona virüsü için negatif test edildiklerini göstermeye mecbur etmek istiyor. Bu test 48 saatten eski olmaması gerekecek..

Test koşulu, yurt dışında tatilde olan Hollanda vatandaşları için de geçerli olacak. Yönetmeliğin uygulanması için kanunda bir değişiklik yapılması gerekiyor. Bakan test gerekliliğinin ancak en erken ilkbaharda uygulanabileceğini umuyor.

Bu, gerekli bir yolculuk için riskli bölgelerden Hollanda’ya seyahat eden kişilerin işini kolaylaştıracak. Ayrıca De Jonge, riskli bölgelerden gelen yolcuların Hollanda’ya varışlarından beş gün sonra test edilmesini istiyor. Koronavirüsüne işaret eden herhangi bir şikâyetleri olmasa dahi bunun yapılması gerekiyor.

De Jonge, çoğu insan için düzenleme biraz zaman alacak olsa da Aralık ortasından itibaren iş icabı Hollanda’ya gelenler bu kurala tabi tutulacak.  Lahey / Tarık Okan-Platform

Hollanda’da 2024’den itibaren sigara satışı yasaklanıyor

Hollanda’da tütün ürünleri 2024 yılından itibaren marketlerde satışı yasaklanacak. Sigara ve diğer tütün ürünleri sadece benzin istasyonlarında ve tütün ürünleri satan dükkânlarda satılabileceği bildirildi.

Önerge Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Blokhuis tarafından meclise sunuldu. Önergenin daha önce yapılan anlaşmanın detayları olduğu belirtilirken, kararın yarın bakanlar kurulu tarafından onaylanacağı açıklandı.

Hollanda’da bir süre önce marketlerde sigaraların tüketicilerin göremeyeceği kapalı bölümlerde tutulması kararı alınmış ve üniversiteler de dahil okul bahçelerinde sigara içilmesi yasaklanmıştı.

Hedef yüzde 5

Hollanda hükümeti, sigara içenlerin sayısını azaltarak, ülkede en yaygın görülen kanser türü olan akciğer kanseri ile mücadele etmek istiyor.

Hollanda, 2040 yılında sigara içenlerin oranını yüzde 5’e indirmeyi hedefliyor.

Resmi verilere göre, alınan önlemler kapsamında son 5 yılda sigara içen yetişkinlerin oranı yüzde 25,7’den yüzde 21,7’ye geriledi.

Gençler arasında ise bu oran yüzde 25’den yüzde 15’e düştü.

….

Hollanda polisinden başı örtülü kadına terörist muamelesi

Hollanda’nın Gouda şehrinde başörtülü bir kadına terörist olabileceğini söyleyerek kelepçe takan polise karşı 32 yaşındaki anne Souad Hannou tarafından şikayette bulunuldu.

Anne Hannou’nun çocuklarını bırakmak için geldiği okul civarında, aracını yanlış park ettiği gerekçesiyle polis tarafından kelepçelenerek arandığı ve terörist olabileceğinin söylendiği şikayet dilekçesinde belirtildi.

Kelepçe takılan başörtülü anne, polise karşı yaptığı şikayetinde; “eğer saçlarım sarı ve gözlerim mavi olsaydı, beni teröristlikle suçlamayacaktı” dedi.

Gouda polis teşkilatı, olayın Eylül ayında yaşandığını ve şikayetin yapıldığını doğrularken, hadisenin detayları ile ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Müslümanlara karşı yaygın bir nefretin kasıtlı olarak yayıldığı bir dönemde yaşanan olayla ilgili şikâyetin sonucunun ne olacağını tüm kamuoyu merakla bekliyor.

Hollanda’da cenazeler eritilip gübre ya da biyogaz yapılacak

Hollanda İçişleri Bakanı Ollongren, gömülme ve yakılma dışında cenazelerin kimyasal bir sıvı içerisinde eritilmesini imkan sağlayan alkali hidrolizi (alkalische hydrolyse) yöntemine izin vereceklerini açıkladı.

Bakan Ollongren, ölen kişiden geriye kalan sıvı ve kemiklerin organik gübre ya da biyogaz yapımında kullanılabileceğini söyledi. İsteyenler yakınlarından geriye kalan kemikleri toz haline getirterek de saklayabilecek.

Hollanda’da 1955 yılında cenazelerin yakılmasına izin verilmişti. O tarihten bu yana ilk kez cenaze mevzuatında değişikliğe gidilecek.

Cenaze şirketleri ve Hollanda temsilciler meclisi uzun zamandır alternatif bir defin yolu arayışı içindeydi. Bunlar hükümete, cenaze mevzuatının yeniden düzenlenmesini önerdi. Öneride, güvenli ve sürdürülebilir bir yöntem olan eritmeye izin verilmesi istendi.

Konseye göre, bu yöntemle tabutlar yeniden kullanılabileceğinden ve yakma işlemine göre daha az enerji kullanılacağından dolayı tasarruf sağlanacak. Ayrıca bu metodun; güvenli, saygın ve sürdürülebilir olmasına dikkat çekildi.

Bakan Ollongren, “alkali hidrolizi” adı verilen yönteme meclis, cenaze şirketleri ve halk arasında uzun süredir ilgi duyulduğunu belirterek, “Bunu yasa kapsamına alacağız. İnsanlar yakında bu cenaze hizmetini de seçebilecekler” dedi.

Hollanda aşıyı dolaylı olarak zorunlu yapmak istiyor

Hollanda başbakanı Mark Rutte, korona aşısını halka direkt olarak mecburi etmekten yana olmadıklarını ve bunu ancak dolaylı bir şekilde yapabileceklerini söyledi.

Mecliste yapılan görüşmeler sırasında konu hakkında konuşan başbakan Rutte; “aşıyı zorunlu yapmak yerine, aşı olmayanların devlet kurumlarına veya konser salonu gibi toplumsal alanlara girişlerini yasaklayarak insanların aşı yaptırmalarının dolaylı olarak desteklenmesi” görüşünde olduklarını söyledi.

Bu bakış açılarının tıbbi olarak ve etik bakımından da uygun olduğunu düşündüklerini belirten Rutte, konu hakkında görüşmelerin devam ettiğini ve nihai karar verildiğinde açıklanacağını da ekledi.

Hükûmetin en küçük ortağı CU ise, dolaylı ya da direkt her türlü yönlendirmeye karşı olduklarını, bunun toplumsal sorumluluğa karşı bir duruş olduğunu düşündüklerini açıkladı.

Hükûmetin aşıyı zorunlu kılmak ya da dolaylı teşvik arasında nasıl bir tercih yapacağı ve hukuki altyapısı hakkında, en geç bu yıl sonuna kadar bir netlik ortaya konulması ve uygulamaya geçilmesi gerekiyor.

DENK Partisi lideri Farid Müslümanları savundu, ölümle tehdit edildi

Hollanda DENK partisi lideri Farid Azarkan, geçtiğimiz hafta mecliste İslam Peygamberi (sav) hakaretin suç olmasıyla ilgili başlattıkları imza kampanyasının demokratik bir hak olduğunu savunması sonrasında yaşanan tartışmalar nedeniyle tehditler aldığını ve NCTV’ye başvurduğunu açıkladı.

Farid Azarkan, mecliste bütün partilerin adeta saldırısına uğradığı ve hakarete varan tartışmaların yaşandığı günün sonrasında evine tehdit mektupları geldiğini ve çocuklarının isimlerinin ve okullarının sosyal medyada paylaşıldığını katıldığı bir televizyon programında anlattı.

DENK lideri Azarkan, konuyla ilgili olarak Ulusal Terörizmle Mücadele ve Güvenlik Merkezi (NCTV)’ye başvurduğunu söyledi. Kurumun kendisinin güvenliği için tedbirler alacağını söyledi ancak detaylardan bahsetmedi.

Azarkan, ayrıca imza kampanyasının zamanlamasının yanlışlığı konusunda hemfikir olduğunu ve daha önce de söylediği gibi, Fransa’da yaşanan öğretmen olayının psikopatça bir cinayet olduğunu belirtti.

Hollanda’da göçmen kökenli birçok kişinin artık kendi fikrini rahatlıkla söyleyemediğine de dikkat çeken Azarkan, işlenen bir suçtan dolayı, aleyhinde konuşmayınca bütün Müslümanların sorumlu tutulduklarını söyledi. Bunun da inanç ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu vurguladı.

Hollanda’da göçmenlere uygulanan vergi skandalı soruşturması başlıyor

Hollanda’da yıllardır devam eden ancak son bir yıldır bazı vekillerin çabası sonucu yeniden ülke gündemine gelen, vergi dairesinde göçmen kökenli Hollandalılara uygulanan haksızlıklara soruşturma yapmak amacıyla kurulan meclis komisyonu bugün çalışmalarına başladı.

Meclis komisyon bugün ilk olarak olayın başlangıcı olarak kabul edilen 2014 yılından bu yana mağdur ailelerin yanında duran avukat Eva González Perez’i dinleyerek mesaiye başlayacak.

Yıllarca sayısı 30 bini aşan ailenin hem maddi hem manevi olarak yıpranmasına sebep olan süreçle ilgili, gerek bakanlıklar gerekse vergi dairesinin ciddi ve hızlı adımlar atmıyor oluşu, soruşturmanın ne kadar sürebileceği ve sonucunun ne olacağı hakkında da çok umutlu ihtimalleri gündeme getirmiyor.

Meclis, başbakanlıktan başlayarak bakanlıklar ve en yüksek dereceli memurlar eliyle yürütülen bu skandalın, nasıl bugünlere kadar çözülemediğini de araştıracak.

Komisyona önümüzdeki haftalarda eski bakanlar hatta başbakan Rutte’nin de ifade vermesi bekleniyor. Ayrıca sorumlu eski devlet bakanları ve vergi dairesinin yüksek dereceli memurları da yeminli ifade verecekler.

Eski hükümet kabinelerinden Frans Weekers, Lodewijk Asscher ve Menno Snel ifade verecek olanlar arasında yer alıyor. Halen görevde olan hükümet üyelerinden ise; Mark Rutte, Eric Wiebes ve Tamara van Ark sorgulanacaklar arasında bulunuyor.

Son olarak ifadesi alınacakların arasına eklenen vergi dairesi memuru Sandra Palmen-Schlangen’in ise 2017 yılında bu ailelerin tazminat almaya hakları olduğuna dair rapor yazmış olması sebep oldu. Söz konusu rapor, gizlenmiş ancak birkaç hafta önce ortaya çıkmıştı.

Hollanda’da işsizlik ordusuna 70 bin kişi daha eklendi

Hollanda Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) tarafından bugün açıklanan 2020 yılının üçüncü çeyreğine dair işsizlik rakamlarına göre, işsiz ordusuna 70 bin kişi daha eklendi.

Son katılanlarla birlikte işsizlerin sayısı ülke genelinde 419 bin kişi oldu. Bunun yanında, yılın ikinci çeyreğinde 86 bin civarında düşüş görülen boş pozisyonlarda üçüncü çeyrekte 16 bin civarında artış yaşandı. Aynı şekilde iş alanlarında da önceki üç ayda yaşanan 297 kaybın yerine 164 bin yeni iş alanı açıldı. CBS, bu artışı rekor olarak nitelendirdi.

Üçüncü çeyrekte taşeron işçi olarak çalışanların sayısında da, bir önceki yılın aynı dönemine göre 174 bin azalma yaşandı. Hala Hollanda genelinde taşeron işçi sayısı 1,7 milyon civarında bulunuyor. Bu dönemde kalıcı sözleşmeli işçi sayısı 148 bin artarak 5,7 milyon kişiye ulaştı. ufuk.nl